Çağımızın nimeti olan yapay zekâ marifetlerini, işletmeler için iş zekâsına dönüştürmek; ekonomik, toplumsal ve çevresel kalkınmaya katma değerler sunar. Diğer yandan, her işletme, ekonominin birer  lokomotifi olarak, toplumumuzun ve dünyamızın birer parçası olduğunun farkındalığıyla, dünyamızın  kısıtlı kaynaklarını, değerlerini uzun vadede korumak ve zenginleştirmek adına faaliyetlerinde duyarlılık  göstermelidir. Bu yaklaşım üzerinden geliştirilen tüm stratejik faaliyetler, kurumsal sürdürülebilirlik  kavramı çatısı altında toplanır. 

Kurumsal sürdürülebilirlik kavramı¹:“Şirketlerde uzun vadeli değer yaratmak amacıyla, ekonomik, çevresel ve  sosyal faktörlerin kurumsal yönetim ilkeleri ile şirket faaliyetlerinde ve karar mekanizmalarında dikkate alınması  ve bu faktörlerle bağlantılı risklerin etkin bir biçimde yönetilmesi” tanımıyla açıklanır. Bu tanımlamada  vurgulanan “uzun vadeli değer yaratma” unsuru, işletmelerin gelecek tüm faaliyetlerine yönelik  hazırladığı planlamalarında, iş modelleri çerçevesinde sosyolojik, çevresel ve ekonomik anlamlarda stratejik olarak eyleme geçmesi anlamına gelir. Bu sayede, işletmeler dünyanın kısıtlı kaynaklarının  dengeli tüketilmesi konusunda farklı açılardan tasarruf etme veya imkânları dâhilinde çözümler  yaratma yoluna giderek, uzun vadede sürdürülebilir dünya için katkıda bulunmayı hedefler. Bu  duyarlılıktan doğan kurumsal sürdürülebilirlik kavramı: çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik olmak üzere, üç ana temel üzerinde incelenir. 

Teknolojik gelişmelerle birlikte veri akışı da, her sektörden işletmenin; üretimden satışa, iletişimden  tedarike kadar tüm faaliyet süreçlerinde yerini aldı. Hal böyleyken, yaşamı kolaylaştıran yapay zekâ, bu  faaliyet süreçlerinin daha etkili ve verimli uygulanmasını sağlıyor. Elektronik veri akışının, manuel  çabalar üzerinden çalışılması yerine, yapay zekâ yordamıyla çalışılması yalnızca iş akışına katkı  sağlamakla kalmayarak; kurumsal sürdürülebilirlik anlamındaki açılımlara da imkân tanır.

Kurumsal sürdürülebilirlikte, yenilenebilir enerji ve hammaddeler ile geri dönüştürülebilir ürünler gibi  çözümlerin tercih edilmesinin yanı sıra, yapay zekâ yordamıyla veri iletiminin sağlanmasının tercih  edilmesi de işletmelerin kurumsal ve bireysel karbon ayak izinin dengelenmesine teşvikinde büyük rol  oynar. İşletmelerin çalışanlarına bu anlamda liderlik etmeleri, genel çerçevede toplumsal ve nihai  çerçevede evrensel duyarlılığın artışına da katkı sağlar. 

İşletmelere uygun tasarlanmış EDI çözümlerinin entegre edilmesiyle tasarlanan işletmeye özel yapay  zeka çözümleriyle, evrensel sorunlarla mücadelede çeşitli fırsatlar yakalama şansı doğar. Periyodik ve  dönemsel çalışmalarda, dokümanların elektronik ortama aktarılması, kâğıt kullanımının azaltılmasını  destekler. Tüm dünyada EDI kullanıcısı işletmeler sayesinde, her yıl milyonlarca elektronik belgeler üretilerek çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlanır. 

Bilgi paylaşımı ve verinin depolanma gereksinimi, işletmeler tarafından dijitalleşmeye uyumlandığında, zaman tasarrufuna bağlı olarak enerji tasarrufu artar. Elektronik eşyaların kullanım artış oranına bağlı  olarak elektronik atıkların da artması, enerji verimliliğiyle ilgili tasarruf tedbirleriyle çözülebilir. Bu  sayede döngüsel bir tasarruf modeli oluşturulabilir. Üstelik, yazılım danışmanlığı alarak, çalışmalarının sürekli optimize edilmesini sağlayan işletmeler, hızlı çalışan teknolojik sistemlerine, örneğin daha  çabuk işleyen kod blokları kullanmak gibi ayrıcalıklı çözümlere kavuşmakla birlikte, enerji kullanımında  daha çok tasarruf sağlayarak kurumsal sürdürülebilirliklerinde bir adım öne geçebilirler.

Kurumsal yönetimlerde, kurumsal sürdürülebilirlik faaliyetlerinin EDI ile sağlanabileceği önemli bir  diğer kesişim alanı da konunun ekonomik sürdürülebilirlik boyutudur. Ekonomik sürdürülebilirlik, ilk  anda akla uzun vadede karlılık ve refah sağlayan faaliyetleri getirse de, aslında bir işletmenin karlılığını  artışını sağlama biçiminin uzun vadeli etik ve itibar yönetimiyle çatışmaması için akılcı risk yönetimi  olarak algılanmalıdır. Bu türlü bir dengeyi oluşturmada kritik rol oynayan stratejik yönetimler,  destekleyen EDI sistemiyle otomasyon üzerinden bir standartlaşma yaratmayı sağlayarak, itibarı  zedeleme potansiyeli yaratacak insani hataları önleyebilir. Böylelikle olası krizleri ortadan kaldırarak, yapay zekâ marifetiyle ortak bir dilde risk oranını asgari düzeye indirgeyerek akılcı ve uzun vadeli bir  risk yönetimi politikası yürütmek mümkün olur.

Bir kuruluş yalnızca hissedarlarına karşı değil; bireysel ilişkilerden kitlesel ilişkiler zeminine kadar  iletişimini her boyutta sürdürdüğü muhataplarına karşı da sorumludur. Bir başka deyişle, hedef kitlesini  oluşturan müşterilerine, tedarikçilerine, çalışanlarına, diğer paydaşlarına, topluma ve nihai anlamda  tüm dünyaya karşı sorumludur. Bu anlamda, bir işletmenin çabalarının kurumsal sürdürülebilirlik  esasına göre, toplumsal boyutta anlam kazanması, bu sorumluluğun farkındalığıyla şekillenir. 

Çalışanlarını evrak işleriyle boğmak yerine, onların iş gücünü geliştirmelerine destek olarak iş  doyumunu sağlamaya zemin oluşturan yapay zekâ desteği sunan adil kurumsal yönetimler, toplumsal  duyarlılığı olan kuruluş anlayışlarına liderlik edebilirler. İşletmelerin bu yaklaşımla, sürdürülebilirlik  açılımlarını EDI çözümleriyle desteklemeleri, kuruluşların hedeflerine daha hızlı ve anlamlı ulaşmalarını  destekler. 

Tedarik sistemindeki otomasyon çözümleri, B2B ve B2C iş modellerinde karşılaşılan muhataplarla  evraklara dayalı etkileşimde kolaylık yaratır. EDI sistemi sayesinde, çalışanlarına otomasyon kolaylığı  sunarak onların iş verimini artırmayı sağlayan işletmeler, böylece çalışanlarının yaratıcılığını,  üretkenliğini ve işe katılımını teşvik ederek, iş motivasyonunu yükselterek, çalışanına etik ve adil  davranarak toplumsal sürdürülebilirliğe büyük ölçüde katkı sağlar.  

Böylece, iş gücünü EDI sistemiyle temellendirmek, yalnızca çalışanların değil, paydaşların, toplumun  nihai olarak tüm küresel temasların iyileştirilmesine ve desteklenmesine yardımcı olur. Uzun vadede,  kuruluşların gerek stratejik algı yönetiminde gerekse kurum kültürü geliştirmelerinde öncelikle çalışanı  ve geniş açıda toplumu ve genel planda küresel ekonomiyi desteklemede etkili olan EDI sistemi,  kurumsal sürdürülebilirlik elinin güçlenmesine katkılar sağlar.