İklim krizinin derinleşmesi, küresel ekonomiye doğrudan ya da dolaylı birçok etkiyle yansıdı. Tedarik zincirinde son yıllarda daha sık duyulan temiz (enerji) tedarik zinciri, bu etkiden kaynaklanan bir kavram olarak karşımıza çıkar. Temiz enerji kaynaklarının tedarik zinciri faaliyetlerinde kullanımı, tükenmez enerji kaynaklarından faydalanmayı ve enerjinin daha verimli kullanımına yönelmeyi kapsar. Temiz tedarik zinciri, fosil yakıtlara dayalı enerji üretimin zararlarını azaltmak amacıyla kuruluşların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını sağlayan çevre dostu bir alternatiftir.
Temiz Enerji Kavramı
Günlük hayatın birçok alanında ihtiyacımız olan enerji, hayal edemeyeceğimiz kadar büyük miktarda bir enerjidir. İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan başlıca sera gazı kaynaklarının, fosil yakıtların yakılması ve havadaki daha yüksek karbondioksit konsantrasyonlarına yol açan ormansızlaşma olduğu uzmanlarca ifade edilmektedir. Petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara dayalı tükenen enerji kaynakları sera gazı salımına ve iklim krizinde telafisi olmayan hızlanmaya neden olur. İnsanoğlu olarak tükettiğimiz bu enerjinin doğurduğu olumsuz sonuçlar geleceğimizi ciddi anlamda tehdit etmektedir. Fizik profesörü ve iklim bilimci Prof Dr. Levent Kurnaz, insanoğlunun iklim krizindeki rolünü çarpıcı bir metaforla şöyle açıklar: “İklim krizini yokuş aşağı giden freni patlamış bir kamyona benzetmek çok da doğru değil. İklim krizindeki rolümüz daha çok freni patlamış yokuş aşağı giden dolu bir kamyonun sürücü koltuğunda otururken el frenini çekmek yerine gaza basmaya benziyor.”
Temiz enerji, çevre dostu ve düşük karbon salınımına sahip enerji kaynaklarından elde edilen enerjiyi ifade eder. Bu enerji kaynakları, fosil yakıtların aksine atmosfere zarar veren sera gazı emisyonlarını azaltma potansiyeline sahiptir. Temiz enerji kaynaklarının başlıcaları güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, hidroelektrik enerji, jeotermal enerji ve biyokütle enerjisi olarak sıralanabilir. Fosil enerjiye kıyasla, temiz enerji kaynakları çevre dostu bir netice yaratır. Bir başka deyişle “yokuş aşağı giden, freni patlamış kamyonda ayağımızı gazdan çekmek” için katkı sağlar. İklim krizi derinleştikçe fosil enerjinin yerini temiz enerji kaynaklarının alması konusundaki çabalar da bu nedenle ortaya koyulur.
Tedarik Zinciri için Temiz Enerji Kullanımı
Fosil yakıtlara bağımlılığın terk edilerek, bu türlü tüketimin çevresel etkilerinden kurtulma nihai hedefiyle oluşturulan temiz enerji tedarik zinciri, tedarik zinciri süreci boyunca yenilenebilir ve çevre dostu kaynaklardan enerji üretmeyi hedefleyen bir süreçtir. Geleneksel fosil yakıtlara dayalı enerji üretiminden kaçınmak üzere, uygun enerji kaynağı seçilir. Bu temiz enerji kaynakları güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, hidroelektrik enerji, jeotermal enerji ve biyokütle enerjisi gibi başlıca kaynaklardır ve bunlardan tedarik zinciri için en uygun olanı seçilerek uygulanır.
Bu uygulamalardan hangisinin stratejik olarak kullanılacağı, avantajları ile dezavantajları arasındaki kıyaslama ile en verimli olanın hangisi olacağına bağlı olarak çeşitli saha çalışmaları ve araştırma verileri kullanılır. Söz konusu enerji kaynaklarından bazısı her ne kadar iklim dostu olsa da, yüksek ön yatırımlar, uzun vadeli planlama gibi nitelikleri nedeniyle stratejik olarak bir diğerine tercih edilebilir. Söz gelimi, biyokütle enerjisi sürdürülebilirlikte hem çevresel hem sosyal boyutta önemli rol oynayan bir temiz enerjidir. Hem hammaddeye ulaşımı kolay olduğundan yüksek sermaye yatırımları gerektirmez hem de kırsal bölgelerde yeni istihdam imkânları sunabilir. Organik atıkları nedeniyle toprağı besler. Diğer yandan bir hidroelektrik enerjisi dünyada en yaygın temiz enerji olmasına rağmen yerel arazi kullanım şekillerini değiştirebilir; karasal habitatın sular altında kalmasına neden olabilir; balık göçlerini engelleyebilir. Görüldüğü gibi bu ve benzeri avantajlar ve dezavantajlar nedeniyle bir temiz enerji türü, çok yönlü bir stratejik değerlendirmeyle diğerine tercih edilebilir. Bu noktada elbette tedarik zincirinin operasyonel nitelikleri de önemli rol oynar.
En verimli enerji kaynağının kullanımında gereken teknolojik ve teknik alt yapı çalışmaları sistematik şekilde biçimlendirilerek özenle hazırlanır. Söz gelimi, güneş enerjisinde kullanılacak güneş panelleri, biyoyakıt enerjisi için kullanılabilecek biyokütle hammaddeleri, rüzgâr enerjisi için rüzgâr türbinleri, jeotermal ya da hidroelektrik santraller gibi teknik sistemlerin kurulması temiz tedarik zinciri için gereken alt yapının hazırlanma aşamasıdır. Bu sayede özel tesisiler üzerinden enerji elektrik, ısı ve yakıt gibi kaynaklara dönüştürülür. Üretilen temiz enerji depolanarak sonradan kullanılabilir. Bunun için iletim hatları ve dağıtım ağı üzerinden son kullanıcılara ulaştırılırken, özel depolama sistemlerinde muhafaza edilebilir.
Temiz Enerji Tedarik Zincirinin Faydaları
Üretilen temiz enerjinin üretilmesi de tedarik zinciri boyunca kullanımı da oldukça karmaşıktır. Temiz enerji, evler, işletmeler, endüstriyel tesisler ve ulaşım araçları gibi bir dizi farklı sektörde kullanılarak, çevre dostu ve karbon salınımını azaltmaya yönelik bir strateji olarak öne çıkar. Fosil yakıtlara dayalı enerji sistemlerine kıyasla daha az çevresel etki yaratan temiz enerji tedarik zincirinde, enerji verimliliği ve çeşitli boyutlarda sürdürülebilirlik katkıları sağlanır. Doğa dostu temiz enerji sayesinde, tedarik zinciri için enerji üretimi sürecinde istihdam sağlanır, gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasına katkı sağlanır, ülkelerin iktisadi yükleri hafifler, bu gibi etkilerle dolayısıyla dışa bağımlılık yerini ulusal kalkınmaya bırakır.
Temiz enerji tedarik zinciri, sürdürülebilirlik hedefi ve ilkesi doğrultusunda, çevresel etkiler minimize edilecek şekilde değerlendirilerek yenilenen bitimsiz bir süreçtir ve yenilenebilir kaynakların uzun vadeli ve sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek gibi bir küresel fayda sağlanır. Tedarik zinciri aktörleri olan işletmelerin tüm süreçlerdeki faaliyetlerinin neticesinde oluşan, çevre ve iklim açısından olumsuz etkilerini bertaraf etmek ya da en azından minimize etmeyi sağlar. Özellikle, işletmelerin CO2 ve zehirli gaz salımlarının ve kimyasal atıklarının azaltılması, iklim krizinin derinleşmesinde en çok rol oynayan işletmelerin toplumlara ve dünyaya karşı toplumsal sorumluluğudur. Temiz enerji tedarik zinciri, iç iletişimde örgütsel öğrenmeyle benimsenmeli, yönetimsel bir vizyon olarak yürütülmeli ve yapılan yatırımların, küresel anlamdaki çabalara bir katkı olduğunun farkına varılmalıdır. Diğer yandan, devlet politikalarıyla teşvik edilmeli; tedarikçiler, lojistik yöneticileri, tüketiciler gibi tedarik zinciri aktörleri; sera gazı salımında başı çeken ülkeler ile küresel pazarlar tarafından desteklenmelidir.
Kaynaklar:
AVCILAR, M. Y. ve AÇAR, M. F. (2019). TEDARİK ZİNCİRİ PERSPEKTİFİNDEN YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI YÖNETİM STRATEJİLERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 3(2), 285-298.
KURNAZ, L. (2023). SON BUZUL ERİMEDEN: Şirketlerin Yeryüzüne Verdikleri Zararın Bir Bedeli Olsa,http://sonbuzulerimeden.blogspot.com/2023/09/sirketlerin-yeryuzune-verdikleri-zararn.html Erişim Tarihi: 22. 09. 2023
Yüksel, I. (2010). Hydropower for sustainable water and energy development, Renewable and Sustainable Energy Reviews, 14, 462-469.