Tedarik zincirinin bir ucundan diğer ucuna lojistiğin birçok aşamasında bulunan farklı ihtiyaçlar ve gereklilikler ile hızlı değişen rekabet koşulları, lojistik süreçlerin zorlukları, teknolojik gelişmeler gibi etkenler, lojistik alanında yenilik ihtiyacını zorunlu kılar. Gözümüzü ufka doğrultarak lojistiğin ileri teknoloji ile buluştuğu noktaya baktığımızda karşımıza “otonom lojistik” kavramı çıkar. Otonom lojistik, süreçlerin dış müdahale olmaksızın kendi kendine yönetilebilir olmasını mümkün kılan, doğabilecek başlıca sorunlara çözüm sağlayan bir devrim. Lojistik ve taşımacılık sektörlerinde büyük bir dönüşüm yaratabilecek olan konuyu, çeşitli yönleriyle sizler için derledik.
Otonom Lojistik Nedir
Gelişim potansiyeli açısından gelecek vaat eden yapay zekâ destekli otomatik sürüş teknolojisi, son yıllarda test aşamasıyla ilgili gündemde. Bu gelişmelere bağlı olarak üzerinde çalışmaların sürdürüldüğü otonom lojistik, sektörün geleceğini şekillendiren önemli bir devrim niteliğinde görülüyor.
Otonom lojistik, tedarik zinciri süreçlerinin ve araç, yük, ekipman, insan, bilgi veya kaynak hareketlerinin ileri teknolojiyle doğrudan, insan kontrolü olmaksızın yürütülmesidir. Bir başka deyişle lojistik süreçlerinin bir veya birkaç aşamasının otonom sistemlerle yürütülmesi anlamına gelir. Otonom lojistik, malzeme taşımacılığı, depolama ve envanter yönetimi gibi lojistik işlemleri kapsayan süreçleri optimize edilmesi ve insan müdahalesinin minimize edilmesini amaçlar. Aynı zamanda otomasyon, yapay zekâ, sensör teknolojisi ve otonom araçlar gibi ileri teknolojilerin bir arada kullanımıyla şekillenir. Otonom lojistik, lojistik endüstrisinde verimliliği artırmak, maliyetleri düşürmek ve operasyonel süreçleri optimize etmek gibi amaçlara hizmet eder. Otonom lojistik, lojistik sektöründe devrim niteliğinde bir dönüşüm sağlayarak, işlemleri daha hızlı, güvenli ve verimli hale getirmeyi amaçlayan bir gelecek vizyonudur. Bu yenilikçi yaklaşım, çeşitli avantajlar sunarak endüstrinin çeşitli yönlerini etkiler.
Otonom Lojistikte Temel Teknolojiler
Lojistik süreçlerini otomatikleştirmek ve operasyonları en üst düzeye çıkarmak amacıyla kullanılan çeşitli teknolojik unsurlar, otonom lojistiğin temel bileşenlerini oluşturur. Otonom lojistiğin ana yapı taşları otonom araçlar, sensör teknolojisi, yapay zekâ ve veri analitiği, nesnelerin interneti (IoT) olarak sıralanabilir. Otonom taşıma araçları, sürücü müdahalesi olmadan hareket edebilen araçlardır. Bu araçlar, kamyonlar, dronlar, insansız hava araçları (İHA’lar), kara taşıtları ve deniz araçları gibi çeşitli örneklerle karşımıza çıkar. Tedarik zincirinde kullanılmak üzere özellikle otonom araçlarla ilgili test sürüşleri ve bu alana yapılan yatırımlar yakın gelecekte meyvelerini verecek gibi görünüyor. Bu teknoloji, malların daha hızlı, güvenli ve verimli bir şekilde taşınmasını sağladığı için, tedarik zincirine önemli bir soluk getirebilir. Ancak elbette uygulama aşamasıyla ilgili üzerinde çalışılıyor. Otonom lojistik sistemlerinde kullanılan bir başka temel bileşen ise sensör teknolojisidir. Otonom lojistikte araçlar çevrelerini algılamak için çeşitli akıllı sensörler kullanır.
Yapay zekâ ve veri analitiği diğer önemli bileşenlerdir ve veriler sensörler tarafından toplandığında, yapay zekâ algoritmalarının toplanan verileri analiz etmesiyle birlikte güzergahlar optimize edilebilir ve olağandışı durumlar belirlenebilir, elbette bu durumlara ilişkin testlerde binlerce benzer çalışma yapılır ve olağandışılıklara ilişkin senaryolar üzerine çözümler geliştirilir. Otonom lojistikte, taşıma süreçlerini iyileştirerek, lojistik maliyetlerini düşürmeye katkı sunan diğer bir unsur ise nesnelerin internetidir. otonom lojistik sistemleri, nesnelerin interneti (IoT) teknolojisinde birbirine bağlı araçların kullanımıyla daha da geliştirilir, örneğin tedarik zincirinde malların ve taşıma araçlarının nerede olduğu belirlenebilir ya da sıcaklık, nem ve fizyolojik diğer faktörler gibi değişkenler izlenebilir. Bu teknoloji, envanter yönetimi ve ürün kalitesini kontrol etmede özellikle önemlidir.
Otonom Lojistikte Güvenlik ve Risk Yönetimi Zorlukları
Son yıllarda hızla gelişen bir alan olarak önemli bir dönüşüm potansiyeline sahip sürücüsüz araçlar, drone teslimatları ve otomatik depo yönetimi teknolojileri, bu teknolojilere yapılan yatırımlarla ve farklı inovasyonların entegre edilmesiyle sektörde farklı bir boyut açtı. Ancak, otonom lojistikte güvenlik ve risk yönetimi, uzmanların odaklandığı kritik bir konu. Bu alanda gelişen projelerin sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesi için otonom lojistikte güvenlik risklerinin nasıl ortadan kaldırılabileceği konuşuluyor.
Otonom lojistikte doğabilecek güvenlik risklerinin başında veri güvenliği açıkları gelir. Otonom araçlar ve sistemler, kullanımı halinde büyük hacimli veri üretir ve bu büyük veri işlenerek kullanılır. Büyük verinin güvenliğini sağlamak, siber saldırılara karşı güçlü tedbirler almak ticari krizlerin önlenmesini sağlar. Veri sızıntıları, önemli ticari bilgilere zarar verebileceği için bu alandaki gelişmeler, risklerin hassasiyetle çalışılması, otonom lojistiğin uygulanması için kritik bir konu. Filoların yönetiminde, dron teslimatlarında ve depo yönetiminde yapay zekâ güvenliğinin sağlanması gerekir. Aksi halde, örneğin soğuk zincir depolama gerektiren ürünlerin zayi olması gibi büyük ticari kayıplar gelişebilir. Bu alandaki yapay zekâ güvenliğinin ihlali, otonom sistemlerin alt yapısını oluşturan sistemlerin örneğin yapay zekâ ve öğrenme algoritmalarının güvenliğinin sağlanmasıyla ilgilidir. Kritik hatalara neden olabilecek siber saldırılara karşı güvenlik duvarları oluşturulmalıdır. Ayrıca son kullanıcıya ulaştırılmak üzere uçtan uca otonom araçların çevresel etkileri de söz konusu risklerin bir başka boyutudur. Örneğin kazalar, doğal afetler gibi çevresel faktörler, otonom araçların faaliyetlerinde olası güvenlik sorunları olarak yer alır. Otonom lojistik yatırımlarının özellikle geniş çaplı risk faktörlerine odaklanmasının sebebi bu faktörlerdir. Otonom lojistik yalnızca teknik detaylarıyla ilgili çalışılan bir alan olmaktan ziyade, ilgili teknolojilere ilişkin güvenlik konularıyla birlikte çalışılan, uygulamada birçok krize açık olabilecek bir alandır.
Otonom Lojistiğin Avantajları
Otonom lojistikte kullanılan otonom taşıma araçları, birçok avantaj sunar. En önemli avantajı, birçok anlamda yarattığı tasarruftur. Daha düşük operasyonel maliyetler için Amazon, UPS ve Domino’s gibi şirketler drone teslimatlarını test ederek, büyük ölçüde potansiyel maliyet düşüşünü hesaplayan küresel markaların başında geliyor. Otonom araçlardan örneğin otonom kamyonlar, trafik akışında daha iyi yönetilebilir ve trafikte zaman kaybını önlemek için rotaları optimize ederek verimli şekilde teslimat sürelerini kısaltabilir. Teslimat süreçlerini optimize etmede, taşıma işlemlerini hızlandırmada faydalı olmasının yanı sıra insani işgücüne dayalı maliyetler ve rutin olarak insan hatasından kaynaklanan görevlerdeki olası sorunlar da ortadan kalkar. McKinsey araştırma raporlarına göre, ABD’deki tüketim mallarının %65’i üreticiden pazara ulaşımı kamyonlarla sağlanıyor. Bu lojistik hacmi tam özerklik ile işletme maliyetleri yaklaşık %45 oranında azalacak ve ABD kiralık kamyon taşımacılığı sektöründe 85 ile 125 milyar dolar arasında tasarruf sağlanacak. Otonom araçlar ve dronlar, trafik sıkışıklığından etkilenmeden hızlı ve güvenilir teslimatlar yapabilir. Bu, müşteri memnuniyetini artırır ve rekabet avantajı sağlar. Dolayısıyla avantajların her biri birbirine bağlı birçok avantajı da beraberinde sunar.
Otonom depolama sistemleri, depo operasyonlarını daha akıllı ve etkili hale getirir. Akıllı depolama sistemleri, envanterin daha etkili bir şekilde yönetilmesini sağlar. Bu, stok maliyetlerini azaltır ve depolama alanının daha verimli kullanılmasını sağlar. Depolamada otonom forklifler, otomatik depo rafları, depolanan ürünleri daha düzenli bir şekilde düzenleyerek depo içindeki mekânın kullanımını optimize edebilen çözümlerdir. Otonom forkliftler ise insani güce göre malzeme taşıma işlemlerini daha hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirir.
Yapay zeka destekli planlama ve yönetim süreçleri, verilere ve veri analizlerine göre karar almayı, talep tahmininde daha doğru sonuçlar elde ederek envanter yönetimini iyileştirmeyi sağlar. Bu sayede, şirketler stok seviyelerini optimize edebilir, israfı azaltabilir ve müşteri taleplerine daha hızlı yanıt verebilir. Diğer yandan, otonom lojistiğin temeli olan sensör teknolojisi araçların çevrelerini sürekli olarak izler. Bu nedenle sensör teknolojisi, güvenliği artırarak anlık veri akışıyla gerçek zamanlı kararlar alınmasına katkı sağlar. Ayrıca, malzemelerin durumunu ve taşıma şartlarını takip ederek ürün kalitesinin korunmasını destekler. Otonom sistemde, geç kalma veya yanlış dönüş gibi tipik insani sorunlar ortadan kalkacağı için teslimatın güvenilirliği artar. Daha fazla güvenilirliği engelleyen ana sorunlardan biri, dronları çalıştırmak için yeterli ağ bağlantısının sağlanmasıdır. Bu sorun çözüldüğünde, teknolojinin güvenilirliği büyük ölçüde artacağı için çalışmalar bu yönde odaklanmaktadır.
Otonom Lojistiğin Çevresel Etkisi
Otonom lojistik aynı zamanda çevre dostu bir perspektifi de beraberinde getirir. İnsan işgücü maliyetlerini ortadan kaldıran otonom sistemler, daha etkili rotalar ile enerji verimliği sağlayarak çevresel etkiyi minimize eder ve işletmelerin çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine daha hızlı ulaşmasına katkı sağlar. Lidar, radar, ultrasonik sensörler ve kameralar gibi cihazlar, araçların çevrelerini sürekli olarak izlemelerine yardımcı olur; elde edilen verilerin yorumlanmasıyla rota planlaması ve çevresel farkındalık için fayda sağlamak mümkün hale gelir. Böylece, daha etkili güzergâh planlaması, enerji kullanımını optimize eden otonom araçlar ve daha az atık gibi önemli sonuçlar ortaya çıkar. Otonom lojistik süreçlerinin ekolojik ayak izini azaltmadaki katkısı tedarik zincirinde önemli bir çevresel etki yaratır.
Özetle, otonom lojistik, lojistikte daha rekabetçi, sürdürülebilirliğe olumlu katkılar sunan ve müşteri odaklı bir yaklaşımdır. Gelecekteki lojistik operasyonlarını önemli ölçüde şekillendirecek, lojistik sektörünü farklı bir boyuta ulaştırabilecek bir potansiyele sahiptir. Lojistik sektöründe büyük bir dönüşüm getirecek olan otonom lojistik, güvenliğin sağlanması ve risklerin ortadan kaldırılmasıyla birlikte zaman içinde yaygınlaşacak. Yıllarca sürecek çalışmalarla dünya çapında kabul görecek olan otonom lojistik dönüşümüyle birlikte, gelecekte taşımacılık daha verimli, güvenli ve sürdürülebilir hale gelecek.